Devrimci Komünar Ceren Güneş Ölümsüzdür! – Devrimci Komünarlar

DKP/Birlik Merkez Komite üyesi ve hareketimizin öncülerinden olan Ceren Güneş (Özge Aydın) yoldaşın, TC devletinin işgal saldırılarına karşı savaşırken, Serekaniye-Tıl Temir hattında ölümsüzleşmesinin altıncı yıl dönümündeyiz. Devrimci Komünarlar olarak, her sene olduğu gibi bu sene de Ceren yoldaşın bize bıraktığı devrimci mirası yaşatmaya, onun mücadelesini aynı kararlılıkla sürdürmeye devam ediyoruz.

Ceren yoldaşın, hem gündelik yaşamda, hem de mücadelenin ve savaşın her cephesinde, ideolojik-siyasal-askeri-pratik boyutlarda, iradi duruşu ve sahici tavrıyla inşa ettiği bütünsel devrimcilik, dün olduğu gibi bugün de bize yol göstermeye devam ediyor ve her daim devam edecek. Onun, bir yol ayrımında, akıntıya karşı yüzerek ve göğsünü dalgalara gererek işaret ettiği limana varmak için asılmaya devam ediyoruz küreklere halen!

Bu sene Ceren yoldaşı, hem küresel ve bölgesel, hem de ülkesel ölçekte, oldukça keskin bir yol ayrımına girdiğimiz bir sürecin içerisinde anıyoruz. Bu süreç, devrimcilerin faşizme karşı yürütülmesi gereken çok daha sert bir mücadele için tedariğini hazırlaması gereken bir süreç!

Bugün faşizme karşı böylesi bir mücadeleye hazır olmak için Ceren yoldaşın bizlere bıraktığı hikaye ve miras devrimci bir pusuladır!

Ceren yoldaş, Muğla’da emekçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş; çocukluğu ve ilk gençliği tarlalarda, zeytin bahçelerinde, üzüm bağlarında emeğin alın teriyle yoğrulmuş; tıbbiyeli bir devrimci militan iken savaş cephelerinde öncüleşen bir komutan olarak ölümsüzlüğe yürümüş bir devrimciydi. Bir kadın olarak, çok küçük yaştan itibaren evde ve okulda; hayatın her alanında ataerkiye karşı başkaldırısını örgütlü bir duruşa çevirerek kadın özgürlük mücadelesinin sıra neferi oldu. O, mücadeleyle yoğrulmuş ömründe, komünist bir bilinci kuşandı, dik durdu, cüret etti ve savaştı!

Teorik-siyasal kavrayışıyla, askeri-pratik yetkinliğiyle ve ideolojik duruşuyla, gündelik yaşamın en sıradan anından cephede sıcak bir çatışma anına dek bütünsel bir devrimciydi. Devrimi, öncü bir savaşçı olarak önce kendi varlığına içerdi, yaşamın ve mücadelenin her alanında her devrimcinin yapması gerektiği gibi pratikleştirdi, sonra da kurucu bir kadro olarak bunu örgütüne nakşetti. Cesur, atılgan ve disiplinliydi. Herkes dururken yürüdü; herkes yürürken koştu. Aldığı her soluk devrim içindi. Yüreği her daim devrim için çarptı!

Onun hikayesi, vakti geldiğinde tıbbiyeli önlüğünü çıkartıp silahını kuşanan, düşlediği yarınlar için her şeyini feda etmeyi göze alan genç bir devrimcinin hikayesidir. Onun hikayesi, Türkiye sokaklarında yürütülen militan bir devrimci mücadeleden şehir gerillacılığına, oradan faşizme karşı savaş cephelerine uzanan bir komutanın hikayesidir. Onun hikayesi, mücadeleye tüm ömrünü adayan, inandığı değerleri mermisine nakşederek savaş alanlarına taşıyan, tüm bunları yaparken sahip olduğu cins bilincini yaşama hakim kılmak için mücadele eden devrimci bir kadın komünistin hikayesidir!

Ceren yoldaş, zulme karşı ilk taşı atan isyancıdan bu yana sürmekte olan ezilenlerin mücadelesini, miras olarak yüklenmiş bir devrimci komünistti. O, bu mirasın gereğini yerine getirdi. Devrimci savaşın ve bu minvalde yürütülen silahlı mücadelenin ölümsüz bir komutanı ve önderlerinden birisi oldu!

İçinde bulunduğumuz bu süreçte, eğer faşizme karşı bir zafer kazanmak istiyorsak, bizler de tıpkı Ceren yoldaş gibi komünist bilinci kuşanmalı, dik durmalı, cüret etmeli ve vakti geldiğinde savaşmak için ileri çıkabilmeliyiz. Bütünsel bir devrimci olmalı, öncü bir savaşçı olarak devrimi önce kendi varlığımıza içermeli, adanmış bir ruhla eyleme geçebilmeli, kurucu bir sorumlulukla örgütü ve hareketi güçlendirmek için ileri atılmalıyız. Mücadele ettiğimiz her alanda komünist bir savaşçının sahip olması gereken ciddiyetle ve titizlikle hareket etmeli, devrimci bir disiplini her daim yaşamsallaştırabilmeliyiz. Çünkü, Ceren yoldaşın bize miras olarak bıraktığı devrimciliğin işaret ettiği, kesinlikle bundan daha azı değildir!

Ceren Güneş, biz Devrimci Komünarlar’ın kutup yıldızıdır. Yönümüzü tayin edebilmek için onun bize miras bıraktığını takip etmeye devam edeceğiz. Ceren yoldaş, nasıl ki Devrimci Komünarlar’ı var eden 15 Kasım Atılımı’nın açtığı yoldan yürüdüyse; o nasıl ki Bedreddin’in, Aziz’in, Cemre’nin, Ulaşların ve bir bütün olarak kendisinden öncekilerin açtığı patikaların takipçisi olduysa, biz de onun adımladığı ve arşınladığı yoldan yürüyecek, zafere ulaşacağız!

Kaynak: Komün Gücü